Yediklerİmize Giydiklerimize Dikkat !…

0 179

Yediklerİmize Giydiklerimize Dikkat !… Ediyormuyuz?

“PANTOLON, AYAKKABI,  ÜZÜM, PEYNİR”

Geçen gün zehirli ayakkabı giyen bayanın ayaklarını hep beraber gördük. Çinden gelen ucuz ayakkabı, oyuncak yada elbise Üçte biri yüksek oranda katkı ve formaldehide ve boya içeriyor. Ucuz diye giymek veya yemek içmek. Sizce hayatta bu kadar ucuz mu ?

Örneğin: Ruslar, Azeriler ve İranlılar uyanıklık yaptılar, Hazar Denizi’nde balığı yakalayıp ameliyatla yumurtasını alıp, balığı saldılar.
Bizde Türk usulu çalıştık, balığı da, yumurtayı da yedik.

(Hatta yumurtlama erginliğine gelmemiş balıkları da yedik).Geçen gün Kavanozdan gördüğüm kadar siyah siyah inci taneleri parlıyor, tıpkı havyar.

Satıcı, “bu mersin balığı havyarı abi”dedi.”Niye ucuz?” “Rusya’dan geliyormuş, Hazar denizi havyarı”.
Kavanozun altındaki etiketi okumak lazım. İçindekiler: Okyanus balık bulyonu (uskumru), Tuz, Zeytinyağı, Potasyum Sorbat, Doğal renklendirici E153, Pektin E211, Sodyum benzoat. E202,.
Garip, sizce değil mi? Sen uskumruyu al, kıyma haline getir, minik toplar yap, boya, koruyucu harmanla ve “doğala özdeş”diye sat. Satanında-Alanında haberi yok.

Mesela zencefilli gazoz ; ithal edilmiş. İçinde zencefil var mı?  Yok. Aroması da, rengi de katkı. Ama kendisi doğal. Neresi doğal!

Bizim çiçekçiler, serada karanfil ve gül güzel çiçeklerden yetiştirir. Ama satmadan önce üstlerine koku sıkar.
Neden Doğal koksun!  Zavallı bülbül! Bizde ne güzel doğal diye koklayalım.
Kayseri de mantıcı Yer’ demek doğru değil, sanki fabrika.
Alanlar bilir. Bir iki kutu, hemen dondurucuya. Bir ay sonra mantı acılaşmış. Bozuk mu? Neden ? Et mi bozuldu?
Etin bozulması mümkün değil, içinde et olan mantı neredeyse kalmadı çünkü et yerine soya kıyması kullanıyor.
Acılığı içindeki azot gazından gelir. Raf ömrü uzasın diye paketlenme aşamasında azotu basarlar mantıya.
Sonra Doğal ev mantısı !
Bunların hepsi doğayla özdeş gazlar. Onlara “gıda gazı” denir. Azot gazı, oksijen de istenmeyen durumlarda inert atmosfer oluşturarak gıdaların kısa sürede bozulmasını önler.

Mesela, taze etlere de oksijen gazı verirler ki, hep taze, kıpkırmızı görünsün raflarda. Yasal bunlar, girin internete “gıda gazı” diye yazın, görün neler yediğinizi.
Kırmızı Üzüm.

Kırmızı, iri, dipdiri şeyler. Erik gibiler…
Nereden geliyor bunlar?

İthal Ne!…
Kaç gündür buradalar  nasıl bozulmamışlar? 3-5 gün.
Düşünün, topluyorlar bunları. Uzun yolculuklar sonunda bizim buraya kadar geliyor. Bir süre bizim manavda bekliyor. Alıyorsun eve getiriyorsun, evde de3-5 gün daha, bana mısın demiyor. Hala kütür kütür. İyi ama, nasıl? oluyor.
İlaç yok mu ? Dane büyüklüğünü arttırır, Dane ağrılığını arttırır, Dane şeklini daha düzgün olarak değiştirir, Tam olgunlaşmadan daneye parlak sarı yeşil rengini verir, Dayanıklı ve dirençli kabuk sayesinde hasat ve hasat sonrası olabilecek yaralanmalar en aza iner, hastalıklara direnç katar, Kullanım dozu yükseldiğinde sofralık üzümlerde hasadı geciktirir. Raf ömrü uzar. Nedir bu ilaç ? Sitokinin.
Büyüme hormonu.
Bakın şu şansa ki, sitokinin insanda da aynı işe yarıyor. Sonra anneler şikayet ediyorlar “ee benim çocuk erken kıllanıyor!”
Bu dünya böyle hanım , sen üzümü alırken kıllanmazsan, çocuğun kıllanır.
Adana’da çiftçilerle çalışıyoruz. Yaz güneşi altında soğutması olmayan tankerle süt topluyorlar mandıralara.
Şöföre soruyorum “Bozulmuyor mu bu sıcakta süt?”
“Abi, tankere iki bardak hidrojen peroksit döküyorum, akşama kadar bir şey olmuyor.”
Hidrojen peroksit dediği şey kadınların saçlarının rengini açmak için kullandıkları bir kimyasal.
Çok kötü değil, sadece canlıları öldürüyor.
Süte koyunca bütün bakteriler ölüyor, geriye bozulacak bir şey de kalmıyor.
Doğala  süt! Bu anlattıklarımın hepsi yasal.
Temel problem şu ki: İnsan doğa ilişkisi değişti. İnsan yeni bir doğa kurgusu yaptı, kendini doğanın dışına aldı, doğayı alınır-satılır mal yaptı, sentetikleştirdi ve tüketime sundu.

Hal böyle olunca, insan kendinin doğal bir varlık olduğunu unuttu. (Beşer işte, unutacak elbet)
İnternetten pantalon, ayakkabı, peynir, arkadaş ve sevgili edinmeyi marifet bildi.
İnterneti hayat bildi. İnsan artık bu!
Direnmek lazım. pazarlarıda kullanmak, pazarcı esnafıyla dostluk kurmak lazım.
Hijyen, reklam, ambalaj illizyonuna teslim olmamak lazım.
Bir de, son moda “Doğal ürün – Yöresel ürün pazarı” adıyla işin cılkını çıkartanlara karşı uyanık olmak lazım.
Ama en önemlisi, ara sıra doğaya çıkıp, derin derin nefes almak lazım.
Dilerim ki, Tanrı toprak ana ile gök babanın evladı olduğumuzu hatırlatmak için çok acı çektirmez.

ALİ MENTESE
ALİ MENTESE

www.sektortrend.com Teknoloji ve Sistem Destek Uzmanı // Sektor Trend web sitesi kurucularından // Teknoloji ve laboratuvar hakkında uzman bilgiye sahiptir.

View all contributions by ALİ MENTESE

Benzer Haberler

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *

İletişim

“Röportaj, makale, tanıtım, öneri ve istekleriniz için aşağıdaki adrese mail yollayabilirsiniz” ___________________________________ sektortrendcontact@gmail.com ___________________________________

TAKVİM

January 2025
M T W T F S S
« Jul    
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

DUYURU:

SİZDE GÖNÜLLÜ KÖŞE YAZARI OLABİLİRSİNİZ!

Yazılarınızı, makalelerinizi ve araştırma çalışmalarınızı paylaşmak istiyorsanız bu platform sizin için var.

Bunun için yapmanız gereken bizimle mail adresimizden iletişime geçmek.

sektortrendcontact@gmail.com

NOT: Sitemizde yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir.

 

 

error: Content is protected !!